KANUNEN EMRE YAZILI SENETLERİN ZIYAİ VE İPTALİ
- Tarık Altıntaş
- 21 Eyl 2024
- 8 dakikada okunur
Emre yazılı senet kavramı TTK’nın 824.maddesinde:
‘’Emre yazılı olan veya kanunen böyle sayılan kıymetli evrak emre yazılı senetlerdendir.’’
Şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre bir senedin emre yazılı olarak kabul edilebilmesi için senet metninde emre düzenlendiği açıkça yazmalı yahut kanunen emre yazılı senetlerden olmalıdır. Kanunen emre yazılı senetler, “emrine” ibaresi içermeseler dahi emre yazılı kabul edilen senetlerdir. Kanunen emre yazılı senetlere örnek olarak kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek) verilebilir. Ticaret Kanunu'nda kambiyo senetleri olarak adlandırılan belgeler, özel bir türdür ve basit senetlerden farklıdır. Bu senetler, özel kurallara tabidir ve genellikle altı imzalıdır. Kambiyo senetleri, para alacağını temsil eden belgelerdir ve kıymetli evrak niteliğine sahiptirler. Ticaret Kanunu, kambiyo senetlerini sırasıyla bono, çek ve poliçe olarak ele almıştır. Kambiyo senetlerinin tanımı yapılmamakla birlikte, zorunlu şekil şartları ve ortak özellikleri belirtilmiştir.
Kanunen Emre Yazılı Olan Kambiyo Senetlerinin Ortak Özellikleri:
-Kanunen emre yazılı senetlerdir.
-İbraz senetleridir
-İmzaların bağımsızlığı ilkesi geçerlidir.
-Kamu güvenine haiz senetlerdir.
-Uluslararası mahiyette senetlerdir.
-Bir para alacağını ihtiva eder.
-Sebepten mücerrettirler.
-Müteselsil borçluluk esastır.
-Sıkı şekil şartlarına haizdirler.
Kambiyo Senedinin Zayi Olması:
Türk Borçlar Kanunu'nun 105. maddesinde, "senedin geri verilememesi" başlığı altında, alacaklının borç senedini kaybetmesi durumunda adi senetler için iptal prosedürü düzenlenmiş ve kıymetli evrak niteliğini haiz senetlerin iptaline yönelik hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Kambiyo senedinin zayi olması kavramı net bir şekilde tanımlanmamıştır. Ancak, genel olarak, bir insan faktörü veya tabii olaylar nedeniyle senedin hak sahibinin iradesi dışında elinden çıkması veya senedin içeriğinin anlaşılamayacak şekilde zarar görmesi durumunda kambiyo senedinin zayi olduğu kabul edilir. Bu durumlar arasında:
-YIRTILMA,ÇALINMA,YANMA,YAĞMA,SEL
gibi etkenler bulunur. Kambiyo senetlerinin zayi olması, mutlak veya nispi olabilir. Mutlak anlamda zayi olması durumunda, senet hiç kimsenin tarafından ibraz edilemez durumda olur. Nispi anlamda zayi olması durumunda ise, senet sadece hak sahibi tarafından ibraz edilemez hale gelir.
Senet zilyetliğinin sona ermesi, çeşitli sebeplerle gerçekleşebilir. Bu durumda, zilyetlik, bir kişinin fiili hâkimiyeti ve iradesiyle belirlenen, ancak çeşitli nedenlerle sona erebilen bir hukuki durumdur. Zilyetliğin sona ermesi durumunda, senedin zayi olduğu kabul edilir. Kambiyo senedinin zayi olması durumunda, uygulanacak hükümler belirli bir sıra izlenerek belirlenir. Öncelikle, zayi olan senede özgü hükümler uygulanır. Bu hükümler yeterli değilse, senedin içinde bulunduğu gruba özgü hükümlere başvurulur. Eğer her iki durum da yeterli değilse, genel hükümler uygulanır.
İPTAL DAVASININ ŞARTLARI VE İPTAL DAVASI SÜRECİ
Kıymetli evrakın iptali, hamilin iradesi dışında zayi olan kıymetli evraktaki hakkın senetten mahkeme tarafından ayrılmasını ifade eder. İptal kararı sonrasında senet ve hak arasında yer alan sıkı sıkıya bağlılık sona ermekte ve hak, senetten ayrı olarak ileri sürülebilmektedir.
Kıymetli evrakın iptal edilebilmesi için birtakım şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar:
1-Senedin Zayi Olması
Kıymetli evrakın iptali için gerekli ilk şart, senedin zayi olmuş olmasıdır. Ziya durumunun nasıl gerçekleştiğine bakılmaksızın senedin zayi olmasının objektif olması gerekmektedir.
Örneğin kişinin senedi yazlıkta unutmuş olması sebebiyle ulaşamaması, zayi olma şartını yerine getirmeyecektir.
2-Senetteki Hakkın Halen Devam Ediyor Olması
Senedin iptal edilebilmesi için de hakkın halen devam ediyor olması gerekmektedir. Herhangi bir şekilde hak hiç doğmamış ya da sonradan sona ermişse kıymetli evrakın iptali istenmeyecektir.
3-İptal Talebinde Bulunanın Hak Sahibi Olması
Kıymetli evrakın zayi olma sebebiyle iptal edilebilmesi için iptal talep eden kişinin zayi olma durumu gerçekleşirken senet üzerinde hak sahibi olması gerekmektedir. Hak sahibi kavramından anlaşılması gereken, kıymetli evrakın maliki olmak veya kıymetli evrak üzerinde sınırlı bir ayni hak sahibi olmaktır. Senedin maliki/alacaklısı, rehin alan, intifa hakkı sahibi yahut bunların temsilcileri de iptal talebinde bulunabilecektir.
Buna karşılık salt zilyet olma durumu, kişiye zayi olan kıymetli evrakın iptalini talep etme hakkı vermeyecektir. Yani senede sadece zilyet olan veya borçlu konumundaki kişi iptal davası açamayacaktır.
4-Senedin Zilyetliğinin Tekrar İktisabının İmkânsız Olması
Kıymetli evrakın iptal edilebilmesi için senedin sürekli olarak zayi olması gerekmektedir. Tekrar iktisap mümkünse iptal davası açılamayacaktır. Bu sebeple senedin zilyetliğinin geçici olarak sona erdiği yahut senedin kimin elinde olduğunun bilindiği durumlarda kıymetli evrakın iptali istenemeyecektir. Bu gibi durumlarda senette yer alan hakkı kullanmak için senedi elinde bulundurana karşı istirdat/iade davası açılması gerekmektedir.
5- İptalin Mümkün Olması
Son olarak iptal için aranan bir diğer şart iptali istenen senedin iptalinin caiz olmasıdır. TTK’ya göre sadece kıymetli evrak niteliği taşıyan senetlerin iptali mümkündür.
YARGILAMA SÜRECİ
Senedin iptali taleplerine yönelik yargılamalar kısa bir incelemeye ihtiyaç duyan ve kolay bir inceleme ile sonuçlandırılabilecek davalardan sayılır.HMK m. 382/2-e-6 gereğince, iptal davaları, çekişmesiz yargı işlerindendir. Aynı şekilde, HMK m. 385/1'e göre, çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun olduğu ölçüde basit yargılama usulü uygulanır. Bu nedenle, kambiyo senetlerinin iptali davalarında da basit yargılama usulü uygulanır.
Senedin Ferdileştirilmesi
Senedin ferdileştirilmesi, Türk Ticaret Kanunu'nun belirttiği şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi gereken bir işlemdir. Ferdileştirme sürecinde, senedin içeriği hakkında detaylı bilgi verilmeli ve senedin kaybolması ile ilgili deliller sunulmalıdır. Ayrıca, senet numarası, serisi, vadesi, düzenleme yılı, düzenleme tarihi, düzenleme yeri, ödeme miktarı, ödeme yeri, boyutları gibi önemli bilgilerin yanı sıra, senedin ayırt edici özellikleri de belirtilmelidir. Senet, varsa sureti veya fotokopisi ile birlikte mahkemeye sunulmalıdır. İptal talep edilen senet, yeterli düzeyde tanımlanmalı ve detaylı bir şekilde tasvir edilmelidir.Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere iptal talebinde bulunan kişinin mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunması yeterlidir. Davacıya daha fazlasını ispat etme yükümlülüğü getirilmesi, senedin zayi olması nedeniyle iptal hükümlerinin uygulanamaz hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle, delil sunma yükümlülüğü, senedin ferdileştirilmesi için gerekli bilgilerin ve belgelerin sunulmasıyla sınırlıdır.
İspat Yükü
İptal davasında, ispat yükü davacıdadır çünkü bu tür davalar hasımsız olarak açılmaktadır ve dolayısıyla davalı bulunmamaktadır. Bu durumda, senedin zayi olduğunu iddia eden kişi, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak, borçlu borcunu inkar etmiyorsa, davacının işi daha kolay olabilir. Bu durumda, mahkeme verdiği iptal kararının ardından hak sahibi yeni bir senet talep edebilir veya iptal kararına dayanarak ödeme yapılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu borcunu inkar ediyorsa, senedin zayi olduğunu iddia eden kişi bu inkarı çürütecek deliller sunmak zorundadır. Aksi takdirde, mahkeme iptal kararı vermez ve hak sahibi, borçluyu sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip edebilir.İptal davasında, senedin iradesi dışında elinden çıktığını ispat etmek gerekir. Ancak, kesin bir ispat aranmaz. Senedin zayi olduğunu kuvvetle muhtemel gösteren olguların ortaya konulması yeterli ve gereklidir. Yargıtay'ın çoğu kararında, hasımsız olarak açılan iptal davasında, davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunması yeterli sayılmaktadır.İptal isteğinde bulunan kişinin senetlerinin kaybolduğuna ilişkin delil olması bakımından mahkemeye sunduğu gazete ilanları, zayi iddiasının kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren derecede delil sayılabilir.Çekişmesiz yargıya tabi işlerde mahkeme, gerekli gördüğü tüm araştırmaları re'sen yaparak iddianın doğru olduğuna kanaat getirmelidir. Ancak, bu tür davalarda yemine başvurulamaz. Ayrıca, senedin varlığı konusundaki ikrar da tek başına yeterli olmayabilir. Bununla birlikte, iptal talebinde bulunan kişi, hak sahipliğini her türlü delille ve tanıkla ispatlayabilir.
Mahkemece Yapılacak İnceleme:
İptal davası açıldığında, mahkeme öncelikle dava şartlarını inceler. Bu şartlar özel olarak görev ve yetki hususlarını kapsar. Ardından, davanın usulüne uygun şekilde açılıp açılmadığı incelenmelidir. Bu incelenme genel olarak HMK'nın ilgili maddelerinde belirtilen koşullara dayanır. Son olarak, iptal isteminde bulunan kişinin dava açma hakkına sahip olup olmadığı TTK'nın ilgili maddeleri göz önünde bulundurularak incelenir.Zayi olduğu iddia edilen belgenin kambiyo senedi niteliğinde olup olmadığı da mahkeme tarafından araştırılır.
İlan Safhası
Türk Ticaret Kanunu'nun 760. maddesi gereğince, mahkeme, senedin elindeyken zıyaa uğradığına ilişkin iddiaları kuvvetle muhtemel gördüğünde, ilan yoluyla iptal davası açıldığını duyurur. Bu ilanla, senedi eline geçiren kişi davet edilir ve belirlenen süre içinde senedi mahkemeye ibraz etmesi istenir. Aksi halde senedin iptaline hükmedileceği ihtar edilir.İptal davasında ilanın amacı, iyiniyetli üçüncü kişilerin mağduriyetini önlemek ve olası hak sahiplerinin ortaya çıkmasını sağlamaktır. Bu şekilde, senedin sahibi olduğunu iddia eden kişilerin mahkemeye başvurması ve haklarını aramaları teşvik edilir.TTK'nın 760. maddesi emredici niteliktedir, yani mahkeme bu hükmü uygulamakla yükümlüdür. Dolayısıyla, iptal davasına konu senedin bedeline bakılmaksızın ilanın yapılması zorunludur. Ancak, senedin meblağı da mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmalı ve yapılacak ilave masrafların senedin iptalinden sağlanacak faydaları ortadan kaldırmamasına dikkat edilir.
İlanın Usulü
TTK'nın 762. maddesine göre, senedin getirilmesine ilişkin ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde üç kez yapılmalıdır. Bu madde emredici niteliktedir ve ilanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yapılması zorunludur. Bu uygulamanın amacı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde açıklık ve görünüşe güven ilkelerinin kabul edilmesi nedeniyle senedi elinde bulunduran iyiniyetli hamilin hakkının korunmasıdır.Yapılacak ilanın içeriği, iptal davasına konu senedin tam, açık ve ayrıntılı olarak tanımlanmasını içermeli ve senedin mahkemeye tevdi edilmemesi halinde iptal kararı verileceği ihtarını içermelidir.
TTK'nın 762/2. maddesine göre, mahkeme başka ilan önlemlerine de başvurabilir. Örneğin, senet bedeli göz önüne alınarak ilan sayısı artırılabilir veya ilanın yapılacağı yer genişletilebilir, ülke çapında ya da yerel yayımlanan başka gazetelerde, duvar ilanlarında, televizyonda, radyoda gibi platformlarda ilanlar yayımlanabilir. Mahkeme, ilanın usulüne ve hangi araçla nerede yapılacağına karar verirken dilekçe sahibinin menfaatini ve senedin miktarını göz önünde bulundurmalıdır.
İlan Süreleri
İptal davasında, senedin mahkemeye getirilmesi için yapılacak ilanların süresi TTK m. 761/1 uyarınca en az üç ay ve en çok bir yıldır. Mahkeme, duruma göre bu süreleri tespit ederken iyiniyetli senet hamilinin başvuru haklarının zaman aşımı süresini de dikkate almalıdır.TTK m. 761/3'e göre, bu süre muaccel senetlerde ilk ilan gününden, müeccel senetlerde ise vade tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu hüküm emredici niteliktedir ve uzatılamaz veya kısaltılamaz. Ancak, mahkeme üç aylık sürenin geçmesinden önce zamanaşımı gerçekleşirse, üç aylık süre ile bağlı değildir.TTK m. 795'e göre, çekin ödeme günü olmadığından mahkemeye ibraz süresi, ilk ilan tarihinden itibaren başlar çünkü çek görüldüğünde ödenmiş sayılır.
İlanın Neticeleri:
İptal davasına konu senedin ilan süresi içerisinde mahkemeye getirilmesi halinde, TTK m. 763 uyarınca mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibinin mahkemece verilen süre içerisinde iade davası açması halinde daha evvel verilen ödeme yasağı, dava neticelenene kadar devam eder. Ayrıca mahkemeye getirilen senet, makbuz karşılığında tevdi edilir ve yine dava neticelenene kadar tevdi edilen senet, mahkemesinde muhafaza edilir. İade davası kazanılırsa bu karar, taraflar bakımından maddi anlamda kesin hüküm oluşturur. Verilen hükümle dilekçe sahibinin dava konusu senedin meşru ve gerçek meşru hamili sayılması ve senedi geri alması nedeniyle iptal davası konusuz kalacaktır. Bu halde mahkemenin konusuz kalan iptal davası nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Mahkemece verilen süre içerisinde iade davasının açılmaması ya da açılan iade davasının reddedilmesi durumunda senet, ibraz eden kişiye geri verilir ve senedin gerçek hak sahibinin tespit edilmesi sebebiyle açılan iptal davasının reddine hükmedilir. Daha evvel hükmedilen ödeme yasağı da mahkeme tarafından kaldırılır. Senedi mahkemeye ibraz eden kişi, dilekçe sahibinin kusuru sebebiyle zarar görmüş ise, bunun tazminini, TBK 49 vd. maddeleri uyarınca talep ve dava edebilir
İlanın Sonuçsuz Kalması
Mahkemece yapılan ilanlara rağmen iptal davasına konu senedin getirilmemesi durumunda, Türk Ticaret Kanunu'nun 764. maddesi gereğince mahkeme senedin iptaline karar verecektir.
İPTAL KARARI İLE HÜKÜM VE SONUÇLARI
Elden çıkan senet, ilan neticesinde belirlenen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, Türk Ticaret Kanunu'nun 764/1. maddesi gereğince iptaline karar verilir. Kanunda sürenin bitiminde iptalin ayrıca talep edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkeme, senedin iptaline kendiliğinden karar verecektir.
Mahkemenin, verilen sürenin bitiminden sonra ancak iptal kararı verilmeden önce, yeni olayları ve eldeki delilleri yeniden incelemesi yerinde olur. Özellikle ilan sürecinde, senet zilyedinin senette yer alan hakkın ifası, faiz ya da kar istemiyle borçluya müracaatta bulunup bulunmadığının iptal talebinde bulunan tarafından ispatı talep edilebilir. Çünkü talepte bulunanın iptal anında hak sahipliğinin sürmesi, iptalin şartlarından biridir. Senedin iptaline karar verilmeden önce mahkeme, borçluya senette yer alan bedeli tevdi etme ve yeterli teminat mukabilinde bunu ödeme yükümü getirebilir. Bu teminat, senedi iktisap eden iyiniyetli şahsın uğraması muhtemel zararına bir karşılık oluşturur. Senetten doğan haklar bir sebeple ortadan kalktığı veya senet iptal edildiği takdirde, teminat iade edilir.Mahkemece senedin iptaline karar verildiğinde, karar hamili, asıl borçluya karşı iki yoldan birini takip edecektir: Senedin vadesi gelmemişse, iptal kararına dayanarak senedin borçlusundan kendisine zayi olmuş senet yerine yenisinin verilmesini; senedin vadesi gelmişse, senet bedelinin kendisine ödenmesini isteyecektir.
DAVA SÜRECİNDE YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME:
Görevli Mahkeme
İptal davalarında, görevli mahkeme konusunda Türk Ticaret Kanunu'nda özel ve açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda, genel olarak Türk Ticaret Kanunu'nun Başlangıç kısmında yer alan madde 5'teki genel düzenleme esas alınır. TTK m. 5/1'e göre, özel bir düzenleme olmadığı sürece asliye ticaret mahkemesi, dava konusu olan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalarla ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi, re ‘sen ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı görecektir.
Yetkili Mahkeme
Ödeme yasağında yetkili mahkeme, Türk Ticaret Kanunu'nun 757. maddesinde düzenlenmiştir. Ödeme yasağı, iptal davasının bir aşamasıdır ve bu aşamada da yetkili mahkeme, TTK m. 757/1 uyarınca, senedin hamilinin ikametgâh ya da ödeme yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Yorumlar